Yeni bir yıla hazırlanırken geride bıraktığımız yılı değerlendirmek kaçınılmaz oluyor. 2024, hepimiz için zorlu bir yıl olarak hafızalarımızda yer etti. Doğal afetler, savaşlar, kazalar ve ne yazık ki aramızdan ayrılanlar… Yaşanan olumsuzluklar, hepimizi üzdü, öfkelendirdi, bazen de sinirlerimizi alt üst etti.
Ama belki de en çok, birbirimize olan tahammülümüzü yitirdik. Kimi zaman bile isteye, kimi zaman farkında bile olmadan kırıcı olduk. “Hep bana, hep bana” diyerek bencillik ettik. Öfke kontrolümüzü kaybettik, söylemememiz gerekenleri söyledik, yapmamamız gerekenleri yaptık. Peki, bunların ardından pişman olduk mu? Özür dileyip sarıldık mı birbirimize? Kendimizi ifade etmeye, anlatmaya çalıştık mı?
Tüm bu sorulara cevap ararken bir şeyi hatırlamalıyız: Umut.
Nefes aldığımız her an yanımızda olması gereken tek şey. Umut, bizi hayata bağlayan ve yaşadıklarımız karşısında dimdik durmamızı sağlayan güç. Sevdiklerimiz, ailemiz, eşimiz, dostlarımız ve belki de en önemlisi çocuklarımız için umut dolu olmalıyız.
Şimdi 2025’in kapısındayız. Gelin, bu yıl her şeyin cevabını “evet” yapmaya çalışalım:
Evet, özür diledik.
Evet, birbirimize sarıldık.
Evet, hayata olumlu bakmayı başardık.
Evet, mutlu olmayı ve mutlu etmeyi öğrendik.
Ve evet, artık somuttan çok soyuta, madde yerine manaya odaklanıyoruz.
Dilerim 2025, hepimiz için sevgi dolu, umutlu ve huzurlu bir yıl olur. Geçmişin hatalarından ders alarak, geleceğe umutla bakmayı başarabilelim.
Sevgiyle…
Mehmet Şenel