"Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir."
2500 yıl önce yaşamış Efes'li Herakleitos'a ait olduğu bilinen bu söz, günümüzde hala çağdaş diyalektik felsefenin oturduğu temel sacayaklarından biri olarak kabul edilir.
Bu bakış açısı ile baktığımızda modası geçmeyen, eskimeyen ya da işlevini yitirmeyen hiç bir ideoloji de yoktur. Aslında değişen koşullar bize daha devrimci ve daha işlevsel olanını dayatır. Ancak görüyoruz ki değişen her şeyle beraber değişmesi gereken ideolojiler de beyinlerde değişmeyebiliyor, içine kapanarak dogmatizmin tuzaklarına düşebiliyor ve sorgulanmaya kapanabiliyor. Tıpkı dinlerde olduğu gibi.
Maalesef dünya görüşünü devrimci diyalektik felsefe üzerinden belirlediğini söyleyen sol yelpazeden bir çok insan da bu tuzağa düşerek devrimci niteliğini yitirmekte ve savunduğunu zannettiği dünya görüşünün özüne ters düşebilmektedir.
Oysa devrimci diyalektik felsefe iyi anlaşılıp özümsendiğinde, bu tarz tuzaklara kapalı olduğu da anlaşılacaktır.
Sonuç olarak, "Esas olanın solcu kalmak değil, devrimci kalabilmek olduğunu kavrayabilmek olmalıdır" sözleri ile
her zaman sanat ve felsefe ile devrimci kalın diyorum.