Bir an zeki ve meraklı bir uzaylının dünyayı göklerden incelediğini ve neler görmüş olabileceğini hayal edelim…
İlk olarak bu büyülü mavi gezegeni istila etmiş bir canlı türünün olduğunu, nerden gelip nasıl türemiş ve çoğalmış olduğunu hemen anlamasa da kontrolden çıkmış olduğunu hemen anlayacaktır. Lüksü için kendi yaşam alanlarını yok ettiğini ve kendi geleceğini bile tehlikeye soktuğunu görecektir. Daha sonra küçük grupların varsıllık içinde, kalabalıkların sefalet içinde yaşadıklarını, bunu sağlayan siyasal sistemlerin özenle korunduğunu fark edecektir. Biraz daha derinlemesine bakıp kafa yorduğunda da, aslında bu canlıların büyük bir bölümünün sorunlu bu gidişin farkında olduklarını, ancak sessiz ve tepkisiz kaldıklarını görecek ve şaşıracaktır.
Uzaylı merak ve şaşkınlığını gidermek için bir süreliğine yeryüzüne inse şunları da görecektir.
Dünyayı yöneten %5 oranındaki örgütlü gücün, örgütsüz olan %95’ini algı operasyonları, savaş, hurafe, korku ve yozlaşmış zevk kültürleri ile sürüleştirip etkisizleştirdiğini, bununla yönetsel gücün %5 kapasite ile çalıştığını kısa zamanda anlayacaktır. Belki de bu sorunlu gidişe çözüm için atıl hale getirilmiş olan büyük halk yığınlarının gücünü siyasete kazandırılması gerektiğini, siyasetçinin asıl görevi bu olması gerekirken çözemeyeceği sorunlarla debelenmesine ve durumu kurtarmaya çalışmasına bir anlam veremeyecektir.
Belki "katılımcı ve doğrudan demokrasi" edebiyatı yaparak oy avlayıp sonra da parmağını oynatmayan siyasetçiyi yetersiz ya da %5 in satın aldığı siyasetçi olarak kabul edecektir.
Diğer yandan tarihler boyunca uğradıkları büyük felaketler ve haksızlıklara rağmen insanlığın %95’ini oluşturan geniş halk kitlelerinin kendi öz güçlerini hakkıyla kullanamayışlarını ve ortak akıl üreterek örgütlenme becerisini gösteremeyişlerine de şaşıracaktır.
Belki onlara bunu yapamadıkları için Nazım’ın dediği gibi “Kabahatin çoğu sizin canım kardeşlerim” diyecektir.
Sistemleri yozlaşmaya karşı koruyacak güçlü sivil denetim mekanizmaların olmayışı her zaman daha zeki ve örgütlü çıkar gruplarına fırsat verecek ve sonu “İZM”ler ile biten hangi sistem olursa olsun onu yozlaştırıp birer sömürü mekanizmasına dönüştüreceklerdir.
Bir de uzaylının perspektifinden bakıp tekrar bir düşünelim istedim.