Yerel seçim süreci hareketliliği ilçemizde de devam ediyor. Ramazan ayının gelmesiyle birlikte mitinglerin nasıl olacağı
planlanırken, bir taraftan da vatandaş artık miting kalabalıklarının önceki seçimler gibi olmayacağını söylüyor. Artık dijital çağ dönemi, çoğu seçmen adayları sosyal medyadan ve basın aracılığı ile sürece devam ediyor. Bu vesileyle adaylar
kendilerini seçmenlerine daha iyi anlatıyor.
Seçmenler 5 yıllık süreci değerlendirirken, aday ise 5 yıl içerisinde neler yaptığını ve eksik kalanları seçmene aktarıyor.
Gelecek 5 yıl için vaatlerin seçmendeki etkisi nasıl yansıyacak bunu hep birlikte görmüş olacağız. Seçilecek olan Belediye
Başkanı ve A takımı meclis üyeleri, ilçemizde bulunan mahallenin muhtarları da bu vesileyle seçilmiş olacak. İlçemizdeki
tüm adaylara öncelikle başarılar diliyorum.
Süreci yakından takip ediyoruz. Bilgi kirliliği yaratmadan, halka adayları doğru şekilde aktarmayı sağlıyoruz. Gerçekten
Seferihisar’ın menfaatini düşünen, seçmenin sorunlarına kafa yoran, dürüst, güvenilir bir başkan olsun istiyoruz.
Üzerinde baskılayarak durduğum önemli bir konu ise kaçak yapılar, belediyenin net yaptırımı olacak mı? Bu konudaki kanun
ve tutumlar tarım arazilerine işgal teşvik edilmesi gibi algılanmasını doğru bulmuyorum. Her gün ilçemizde zeytin ve
mandalina ağaçlarının kesilerek imar dışı yerlere bina yapıldığını görüyorum. Her şeyden önemlisi çevreci bir vatandaş
olarak yapılan bu katliamı tasnif etmiyorum. Hobi bahçeleri, tiny house gibi çeşitli isimlendirerek fiyat uygun politikasıyla
cazibe haline getirilmeye çalışan fırsatçılara, büyük tarım arazilerinin yok olmasını sağlayan kitlenin her geçen gün arttığını
görüyorum. Bu konudaki hassasiyetimizi duyurursak belki birçok elverişli topraklarımıza sahip çıkabiliriz. Her ne kadar
dikkate alınmasa da bir iklim kriziyle karşı karşıyayız. Bir çok adayı programımızda misafir ediyoruz, geliyorlar, projelerini
dinliyoruz. Ama kimse tarıma yönelik destek projelerini tam anlamıyla anlatmıyor. Tarım ile ilgili projeler üstün körü
geçiliyor. Halbuki bu bizim yaşam kalitemiz, barajlardaki su seviyemiz yeterince yağışlarda olsa karşılamadığını görüyoruz.
Bence, en büyük tehlike, kuraklık olacaktır. Zaten alım gücü, sebze meyve fiyatlarının da yansımasıyla da bunu görüyoruz.
Seçim vaatleri adayların köy ziyaretlerinde fotoğraf çekmek yerine genç ve girişimci çiftçilere yönelik, planlarını paylaşarak
aktarmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Bu konuda görüşlerimi neden bu kadar üzerinde durduğumu ileriki
günlerde fotoğraflı bir şekilde sizlerle paylaşacağım.
Evet, nerede kalmıştık, gelelim şimdi önemli konulardan biri olan soruya,
Peki, Seçmenler adayları neye göre seçecek?
Seçim otobüslerinde çalan şarkılar mı belirleyecek! Yoksa yapılan vaat edilen çalışmalar mı değerlendirilecek? Burada aday
seçiminde dikkate alınması gereken önemli noktalar arasında adayların geçmiş performansları, vaatleri, yerel sorunlara
yaklaşımları ve toplum içindeki itibarları yer alabilir. Adayların projeleri ve politikaları, yerel toplulukların ihtiyaçlarına ne
kadar uygun düştüğü de önemli bir kriter olabilir. Seçmenler, bu bilgiler ışığında kendi değer yargılarına ve beklentilerine
en uygun adaya oy verebilirler.
Yerel seçimde seçmenlerin beklentisi nedir?
İyi altyapı hizmetleri: Su, elektrik ve doğalgaz gibi temel hizmetlerin kesintisiz ve kaliteli bir şekilde sunulması,
Temiz çevre: Çöp toplama ve imha işlemlerinin düzenli yapılması, yeşil alanların korunması ve artırılması,
Trafik sorununun çözümü: Ulaşım altyapısının iyileştirilmesi, trafik akışının rahatlatılması ve toplu taşıma seçeneklerinin
geliştirilmesi,
İş imkanları: Yerel ekonomiyi canlandıracak projeler ve istihdam yaratacak fırsatlar,
Sosyal hizmetler: Eğitim, sağlık, spor ve kültürel aktiviteler gibi toplumun ihtiyaç duyduğu sosyal hizmetlerin geliştirilmesi,
Ayrıca, seçmenler belediye başkan adaylarının kişisel özelliklerine, geçmiş performanslarına, liderlik vasıflarına ve yerel
sorunlara getirdikleri çözüm önerilerine de odaklanıyor,
Dürüstlük, çalışkanlık, iyi eğitim, demokratik tutum, gençlik, çağdaşlık, uzlaşmacılık ve ilericilik gibi kriterler de seçmenler
tarafından önemsenmektedir.
Seçmenlerin bu beklentileri, yerel yönetimlerin sunduğu hizmetlerin kalitesini ve seçimlerdeki tercihlerini doğrudan
etkileyebilir. Bu nedenle, adaylar ve siyasi partiler, seçmenlerin beklentilerini karşılayacak politikalar geliştirmeye ve
bunları seçim kampanyalarında vurgulamaya çalışır. Seçmenler de bu bilgiler ışığında, kendi değer yargılarına ve
beklentilerine en uygun adaylara oy verme kararı alır.
Yerel seçimlerde adayların öfke dili kullanması, genellikle seçmenler tarafından olumsuz karşılanır. Seçim kampanyalarında
olumlu bir dil kullanmak, adayların daha yapıcı ve birleştirici bir imaj çizmesine yardımcı olabilir. Öfke dili yerine, adayların
politikalarını, projelerini ve yerel sorunlara çözüm önerilerini açık ve saygılı bir şekilde ifade etmeleri tercih edilir.
Seçmenler, genellikle adayların toplumu bölmek yerine birleştiren, kapsayıcı ve yapıcı bir yaklaşım sergilemelerini bekler.
Adayların kullandıkları dil, kampanyalarının genel tonunu belirler ve seçmenlerin tercihlerini etkileyebilir. Bu nedenle,
adayların ve siyasi partilerin, seçim sürecinde saygılı ve olumlu bir iletişim dili benimsemeleri önemlidir.
Sonuç olarak, sevilen ve halkçı bir belediye başkanının yeniden seçilmesi, hem kişisel performansına hem de geniş siyasi
duruşundaki meydana gelen değişikliklere bağlıdır. Seçmenlerin tercihleri, adayların sunduğu politikalar ve yerel sorunlara
getirdikleri çözümler ışığında şekillenecektir.
İyi bir seçim süreci yaşamak dileklerimle, Seferihisar için iyi olan kazansın...
planlanırken, bir taraftan da vatandaş artık miting kalabalıklarının önceki seçimler gibi olmayacağını söylüyor. Artık dijital çağ dönemi, çoğu seçmen adayları sosyal medyadan ve basın aracılığı ile sürece devam ediyor. Bu vesileyle adaylar
kendilerini seçmenlerine daha iyi anlatıyor.
Seçmenler 5 yıllık süreci değerlendirirken, aday ise 5 yıl içerisinde neler yaptığını ve eksik kalanları seçmene aktarıyor.
Gelecek 5 yıl için vaatlerin seçmendeki etkisi nasıl yansıyacak bunu hep birlikte görmüş olacağız. Seçilecek olan Belediye
Başkanı ve A takımı meclis üyeleri, ilçemizde bulunan mahallenin muhtarları da bu vesileyle seçilmiş olacak. İlçemizdeki
tüm adaylara öncelikle başarılar diliyorum.
Süreci yakından takip ediyoruz. Bilgi kirliliği yaratmadan, halka adayları doğru şekilde aktarmayı sağlıyoruz. Gerçekten
Seferihisar’ın menfaatini düşünen, seçmenin sorunlarına kafa yoran, dürüst, güvenilir bir başkan olsun istiyoruz.
Üzerinde baskılayarak durduğum önemli bir konu ise kaçak yapılar, belediyenin net yaptırımı olacak mı? Bu konudaki kanun
ve tutumlar tarım arazilerine işgal teşvik edilmesi gibi algılanmasını doğru bulmuyorum. Her gün ilçemizde zeytin ve
mandalina ağaçlarının kesilerek imar dışı yerlere bina yapıldığını görüyorum. Her şeyden önemlisi çevreci bir vatandaş
olarak yapılan bu katliamı tasnif etmiyorum. Hobi bahçeleri, tiny house gibi çeşitli isimlendirerek fiyat uygun politikasıyla
cazibe haline getirilmeye çalışan fırsatçılara, büyük tarım arazilerinin yok olmasını sağlayan kitlenin her geçen gün arttığını
görüyorum. Bu konudaki hassasiyetimizi duyurursak belki birçok elverişli topraklarımıza sahip çıkabiliriz. Her ne kadar
dikkate alınmasa da bir iklim kriziyle karşı karşıyayız. Bir çok adayı programımızda misafir ediyoruz, geliyorlar, projelerini
dinliyoruz. Ama kimse tarıma yönelik destek projelerini tam anlamıyla anlatmıyor. Tarım ile ilgili projeler üstün körü
geçiliyor. Halbuki bu bizim yaşam kalitemiz, barajlardaki su seviyemiz yeterince yağışlarda olsa karşılamadığını görüyoruz.
Bence, en büyük tehlike, kuraklık olacaktır. Zaten alım gücü, sebze meyve fiyatlarının da yansımasıyla da bunu görüyoruz.
Seçim vaatleri adayların köy ziyaretlerinde fotoğraf çekmek yerine genç ve girişimci çiftçilere yönelik, planlarını paylaşarak
aktarmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Bu konuda görüşlerimi neden bu kadar üzerinde durduğumu ileriki
günlerde fotoğraflı bir şekilde sizlerle paylaşacağım.
Evet, nerede kalmıştık, gelelim şimdi önemli konulardan biri olan soruya,
Peki, Seçmenler adayları neye göre seçecek?
Seçim otobüslerinde çalan şarkılar mı belirleyecek! Yoksa yapılan vaat edilen çalışmalar mı değerlendirilecek? Burada aday
seçiminde dikkate alınması gereken önemli noktalar arasında adayların geçmiş performansları, vaatleri, yerel sorunlara
yaklaşımları ve toplum içindeki itibarları yer alabilir. Adayların projeleri ve politikaları, yerel toplulukların ihtiyaçlarına ne
kadar uygun düştüğü de önemli bir kriter olabilir. Seçmenler, bu bilgiler ışığında kendi değer yargılarına ve beklentilerine
en uygun adaya oy verebilirler.
Yerel seçimde seçmenlerin beklentisi nedir?
İyi altyapı hizmetleri: Su, elektrik ve doğalgaz gibi temel hizmetlerin kesintisiz ve kaliteli bir şekilde sunulması,
Temiz çevre: Çöp toplama ve imha işlemlerinin düzenli yapılması, yeşil alanların korunması ve artırılması,
Trafik sorununun çözümü: Ulaşım altyapısının iyileştirilmesi, trafik akışının rahatlatılması ve toplu taşıma seçeneklerinin
geliştirilmesi,
İş imkanları: Yerel ekonomiyi canlandıracak projeler ve istihdam yaratacak fırsatlar,
Sosyal hizmetler: Eğitim, sağlık, spor ve kültürel aktiviteler gibi toplumun ihtiyaç duyduğu sosyal hizmetlerin geliştirilmesi,
Ayrıca, seçmenler belediye başkan adaylarının kişisel özelliklerine, geçmiş performanslarına, liderlik vasıflarına ve yerel
sorunlara getirdikleri çözüm önerilerine de odaklanıyor,
Dürüstlük, çalışkanlık, iyi eğitim, demokratik tutum, gençlik, çağdaşlık, uzlaşmacılık ve ilericilik gibi kriterler de seçmenler
tarafından önemsenmektedir.
Seçmenlerin bu beklentileri, yerel yönetimlerin sunduğu hizmetlerin kalitesini ve seçimlerdeki tercihlerini doğrudan
etkileyebilir. Bu nedenle, adaylar ve siyasi partiler, seçmenlerin beklentilerini karşılayacak politikalar geliştirmeye ve
bunları seçim kampanyalarında vurgulamaya çalışır. Seçmenler de bu bilgiler ışığında, kendi değer yargılarına ve
beklentilerine en uygun adaylara oy verme kararı alır.
Yerel seçimlerde adayların öfke dili kullanması, genellikle seçmenler tarafından olumsuz karşılanır. Seçim kampanyalarında
olumlu bir dil kullanmak, adayların daha yapıcı ve birleştirici bir imaj çizmesine yardımcı olabilir. Öfke dili yerine, adayların
politikalarını, projelerini ve yerel sorunlara çözüm önerilerini açık ve saygılı bir şekilde ifade etmeleri tercih edilir.
Seçmenler, genellikle adayların toplumu bölmek yerine birleştiren, kapsayıcı ve yapıcı bir yaklaşım sergilemelerini bekler.
Adayların kullandıkları dil, kampanyalarının genel tonunu belirler ve seçmenlerin tercihlerini etkileyebilir. Bu nedenle,
adayların ve siyasi partilerin, seçim sürecinde saygılı ve olumlu bir iletişim dili benimsemeleri önemlidir.
Sonuç olarak, sevilen ve halkçı bir belediye başkanının yeniden seçilmesi, hem kişisel performansına hem de geniş siyasi
duruşundaki meydana gelen değişikliklere bağlıdır. Seçmenlerin tercihleri, adayların sunduğu politikalar ve yerel sorunlara
getirdikleri çözümler ışığında şekillenecektir.
İyi bir seçim süreci yaşamak dileklerimle, Seferihisar için iyi olan kazansın...